Akciğer Tüberkülozu (Verem)
Çoğunluğu mikobakterium tüberkülozis bakterisi ile oluşan, dünyada en yaygın ve ölümcül enfeksiyon hastalığıdır. Sıklıkla akciğerleri tutmakla birlikte vücuttaki her organda hastalık yapabilir. Mikrobunun yavaş üremesi ve aside dirençli olması en belirgin özellikleridir. Bulaşma genellikle hasta kişilerin hapşurması, öksürmesi veya konuşması sırasında havaya karışan su damlacıkları içindeki mikroorganizmalar ile olur. Hastalık vücuda daha önce alınmış olan basilin aktive olması (reaktivasyon) veya dışardan yeni mikrop alınması gibi iki şekilde oluşabilir. Tüberkülozun sık görüldüğü ülkelerde, yetişkinlerdeki enfeksiyonun çoğu vücut savunmasının düştüğü veya ağır bir hastalık geçirildiği dönemlerde reaktivasyon şeklinde olmaktadır.
Hastalık genelde sinsi seyirlidir, erken dönemde çok belirgin bulgu vermeyebilir, ancak hastalardaki en önemli bulgular ateş, gece terlemesi, öksürük, halsizlik ve zayıflamadır. Muayene bulguları çok tipik olmayabilir ancak akciğer grafi bulguları bazen ilk görüşte tanıyı koyduracak kadar tipik olabilir. Genellikle akciğerin üst taraflarını tutar ve erimeler (kavitasyon) yapar. Beraberinde lenf nodu tüberkülozu, plevral sıvı, yaygın hastalık da olabilir.
Tüberkülin deri testi (PPD) hastalığın varlığını göstermez, ama tanıya yardımcı olup, enfeksiyon varlığını doğrular. Tedavisinde ise hücre içi basil olması ve yavaş üremesi nedeniyle dört farklı antibiyotiğin aynı anda ve uzun süreli (6 ay gibi) kullanılması gerekir. Komplikasyonlar ve hastalığın ağırlığına göre tedavi şekli ve süresi uzayabilir. Tedavi uzun süreceği için karaciğer, böbrek, göz ve cilt yan etkileri açısından yakın takibi gerekir.
BCG aşısı ve ilaçla korumu şeklinde iki farklı koruyucu tedavi yapılabilir. Koruyucu tedavinin etkinliği de % 0-80 arasındadır. Verem hastalığı geçirmekte olan kişi ile aynı ortamda bulunan veya PPD testi yeni pozitifleşen kişilerin koruyucu tedavi açısından değerlendirilmesi gerekir.